Hikayemiz şöyle başlar. Çok uzun zamandır görüşmediğiniz bir arkadaşınız sizinle görüşmek istediğini söyler ve sizi akşam yemeğine davet eder kendisinin bildiği çok güzel bir restorana. Tabi kırmazsınız arkadaşınızı. Akşam gelir çatar ve siz söylediği restorana gidersiniz. Restoranın bolca yeşil LED ile kaplanmış bir kapısı vardır. İçeride de bir sürü çiçek, bitki… Sonunda arkadaşınızı görürsünüz, selamlaşırsınız ve oturursunuz bir masaya. Garson gelir menüleri verir ve gider. Siz menüye bakarsınız,bakarsınız,bakarsınız ama aradığınızı bi türlü bulamazsınız. Arkadaşınıza “Burda hiç et yok mu allah aşkına?” dersiniz hafif sitemkar bir sesle. Arkadaşınız gülerek “Ya ben uzun zamandır vegan besleniyorum. Burası da vegan restoranı .Ama o kadar iyi ki ben üstüne tanımam.” diyerek sizi bir düşünmeye ve suskunluğa sevk eder. Siz “ne demek vegan? Vejetaryan gibi mi? Hiç mi yemiyosun et? Ya tavuk, balık…”diye düşünürken o da en sevdiği kabaktan makarnayı söyler. Gerçekten nedir bu vejeteryanlık, veganlık?
Vejeteryanlığın en sert halidir veganlik yaygın bilinen tabiriyle. Veganlıkta hayvansal hiç bir ürün yoktur, sadece bitki vardır. Bazı sıkı veganlar arı ürettiği için balı ve içinde süt var diye çikolatayı dahi reddetmektedir. Veganlar sadece besinleri değil, hayvandan elde edildiği için yün, ipek ve deri gibi giysileri de kullanmazlar. Bu açıdan veganlığa da bir yaşam tarzı diyebiliriz. Veganlık çok katı yasaklar ve kısıtlamalar içerdiği için günümüzde veganların sayıları oldukça azdır.
Vejeteryanlığın tipleri arasında yasak ve serbest olan besinlere göre bir ayrım yapılmaktadır. İşte 6 tipten ikincisi lakto vejeteryanlık. Bu vejetaryanlık tipi daha yaygındır çünkü daha yumuşaktır. Lakto vejeteryanlıkta süt ve süt ürünleri serbesttir bitkilerin yanında. Üçüncüsü ise ova vejeteryanlık. Burda da bitkilere ek olarak yumurta vardır. Tabi ki yumurta çok önemli bir protein kaynağıdır ama et de az değil bu konuda. Bir de iki tipin karışımı olan ve günümüzde sıklıkla uygulanan lakto-ova vejeteryanlık vardır. Aynen ikisinin bileşimidir.Yani süt ve yumurta var; çünkü hayvan yaşarken elde ediliyor ve yaşam hakkı alınmıyor. Hayvan öldürüldükten sonra alınan et ise yok tabi. Sırada kendi içinde iki ayrılan bir tip var. Tercihli vejeteryanlık. Bu tipteki insanlar sadece bir grup et tüketiyor. Onlar da ya kümes hayvanları ya da su ürünleri. Sadece kümes hayvanları tüketenlere Polo vejeteryan, sadece su ürünleri tüketenlere ise Pesko vejeteryan denilmektedir. Son tipimiz ise Semi-vejeteryanlık. Semi-vejeteryanlıkta kısıtlı miktarda tavuk ve balık eti, yumurta, süt serbesttir. Kırmızı et tabi ki yasaktır. Ama yine de daha yaygındır.