Standart toplu beslenmede genelde 3 ya da 4 kap yemek bulunur; ana yemek, pilav ya da makarna gibi karbonhidratlı bir ikinci kap ve bir tamamlayıcı. Yeri geliyor salata, turşu gibi ekler 4. kap olabiliyor. Ama bugün konuğum oraya ait değil. Kendisi bir 3. kap ve ne zaman ihtiyaç duyulsa orada. Aslında kendisi de işlemden geçmiş bir ürün. Ama büyük ihtimalle en çok işimize yarayan işlem onun başından geçmiş. İyiki de geçmiş. Ana maddesi süt desem hemen anlarsınız herhalde neden bahsettiğimi. Eve bugünkü konuğum yoğurt. Kendisinin hazır olarak bir sürü çeşidi var. Meyvelisi, aromalı tatlısı, pastörize olanı… Bugün hepsine değinmek niyetindeyim. Hadi bu niyetimi gerçekleştirmeye çalışırken siz de yalnız bırakmayın beni.
Yoğurt hakkında en çok merak edilen herhalde ilk nasıl mayalandığı. En yaygın inanış yağmurun altında unutulan ağzı örtülü bir kap sütün zaman içinde mayalanması. Açık hava, nemli örtü ve zaman. Tabi şimdi olay böyle işlemiyor. Artık maya denilen bir şey var. Ama ilk mayalama için bütün koşullar yerindeymiş o gün. Bu mayalanma nasıl mı gerçekleşiyor? Gerçekleşen lastik asit fermantasyonuna biz mayalanma diyoruz aslında. Bu fermantasyonda bakterilerin rolü çok çok büyük. En çok bilinen yoğurt bakterisi Lactobacillus bulgaricus. Eğer siz pastörizasyondan UHT’den (ultra high temperature) geçmiş bir süt almıyorsanız bu bakteriler zaten sütte bulunur. Uygun mayalama koşullarında ise çoğalır ve sütten yoğurda doğru yolculuk başlar. Merak etmeyin bu bakterileri tüketerek hiç kötü bir şey yapmıyorsunuz. Aksine bu bakteriler fermantasyon yazında bahsettiğim probiyotiklerdir, yani çok iyi bir şey yapıyorsunuz. Gelelim yoğurdun probiyotikten başka faydalarına. Sütten yapılmasına karşın laktoz oranı süte göre çok daha azdır. Böylece içerdiği proteinler çok daha rahat sindirilebilir. Tam anlamıyla kalsiyum ve fosfor kaynağıdır. Bu sayede osteoporoz gibi kemik rahatsızlıklarını önler. Sadece bunlar değil elbette. Sodyum, potasyum ve magnezyum mineralleri ile B2 ve B12 vitaminleri bulunur. Yoğurt tüketmenin tek yolu yoğurt alıp yemek değil. Dediğim gibi envai çeşidi var. Yalnız meyveli yoğurt diye tükettikleriniz gerçekten içine meyve konulmuş yoğurtlar olmayabilir. Çeşitli kimyasallarla oluşturulmuş meyve aromaları da sık kullanılır. Hem seri üretim için hem de maliyeti düşürmek için. Keza tatlılar da aynı şekilde. Özellikle şeker oranına dikkat etmek gerekir. Bir de pastörizasyon gibi hijyenizasyon işlemlerinde o yararlı bakteriler yok edilebiliyor.
Yoğurt Dünya çapında çok popüler şimdi. Ama ilk olarak nereden çıktı? Bu soru çeşitli yiyecekler için sorulabilir. Onlardan biri de yoğurt. Yoğurt ilk olarak Bulgaristan’da ortaya çıkmış. Tam bilinmese de 4000 ile 6000 yıl öncesinden bahsediliyor. Bulgaristan’ın tarihinde önemli yere sahip olan yoğurdun, Avrupa’da en fazla sayıda 100 yaşını aşkın insanın toplandığı bölge olan Bulgaristan’ın Rodop Dağları’ndan dolayı ömrü uzattığına dair bu kanı bulunuyor.
Standart toplu beslenmede genelde 3 ya da 4 kap yemek bulunur; ana yemek, pilav ya da makarna gibi karbonhidratlı bir ikinci kap ve bir tamamlayıcı. Yeri geliyor salata, turşu gibi ekler 4. kap olabiliyor. Ama bugün konuğum oraya ait değil. Kendisi bir 3. kap ve ne zaman ihtiyaç duyulsa orada. Aslında kendisi de işlemden geçmiş bir ürün. Ama büyük ihtimalle en çok işimize yarayan işlem onun başından geçmiş. İyiki de geçmiş. Ana maddesi süt desem hemen anlarsınız herhalde neden bahsettiğimi. Eve bugünkü konuğum yoğurt. Kendisinin hazır olarak bir sürü çeşidi var. Meyvelisi, aromalı tatlısı, pastörize olanı… Bugün hepsine değinmek niyetindeyim. Hadi bu niyetimi gerçekleştirmeye çalışırken siz de yalnız bırakmayın beni.
Yoğurt hakkında en çok merak edilen herhalde ilk nasıl mayalandığı. En yaygın inanış yağmurun altında unutulan ağzı örtülü bir kap sütün zaman içinde mayalanması. Açık hava, nemli örtü ve zaman. Tabi şimdi olay böyle işlemiyor. Artık maya denilen bir şey var. Ama ilk mayalama için bütün koşullar yerindeymiş o gün. Bu mayalanma nasıl mı gerçekleşiyor? Gerçekleşen lastik asit fermantasyonuna biz mayalanma diyoruz aslında. Bu fermantasyonda bakterilerin rolü çok çok büyük. En çok bilinen yoğurt bakterisi Lactobacillus bulgaricus. Eğer siz pastörizasyondan UHT’den (ultra high temperature) geçmiş bir süt almıyorsanız bu bakteriler zaten sütte bulunur. Uygun mayalama koşullarında ise çoğalır ve sütten yoğurda doğru yolculuk başlar. Merak etmeyin bu bakterileri tüketerek hiç kötü bir şey yapmıyorsunuz. Aksine bu bakteriler fermantasyon yazında bahsettiğim probiyotiklerdir, yani çok iyi bir şey yapıyorsunuz. Gelelim yoğurdun probiyotikten başka faydalarına. Sütten yapılmasına karşın laktoz oranı süte göre çok daha azdır. Böylece içerdiği proteinler çok daha rahat sindirilebilir. Tam anlamıyla kalsiyum ve fosfor kaynağıdır. Bu sayede osteoporoz gibi kemik rahatsızlıklarını önler. Sadece bunlar değil elbette. Sodyum, potasyum ve magnezyum mineralleri ile B2 ve B12 vitaminleri bulunur. Yoğurt tüketmenin tek yolu yoğurt alıp yemek değil. Dediğim gibi envai çeşidi var. Yalnız meyveli yoğurt diye tükettikleriniz gerçekten içine meyve konulmuş yoğurtlar olmayabilir. Çeşitli kimyasallarla oluşturulmuş meyve aromaları da sık kullanılır. Hem seri üretim için hem de maliyeti düşürmek için. Keza tatlılar da aynı şekilde. Özellikle şeker oranına dikkat etmek gerekir. Bir de pastörizasyon gibi hijyenizasyon işlemlerinde o yararlı bakteriler yok edilebiliyor.
Yoğurt Dünya çapında çok popüler şimdi. Ama ilk olarak nereden çıktı? Bu soru çeşitli yiyecekler için sorulabilir. Onlardan biri de yoğurt. Yoğurt ilk olarak Bulgaristan’da ortaya çıkmış. Tam bilinmese de 4000 ile 6000 yıl öncesinden bahsediliyor. Bulgaristan’ın tarihinde önemli yere sahip olan yoğurdun, Avrupa’da en fazla sayıda 100 yaşını aşkın insanın toplandığı bölge olan Bulgaristan’ın Rodop Dağları’ndan dolayı ömrü uzattığına dair bu kanı bulunuyor.