Hayatınızın sonuna kadar sadece bir içecek tüketecek olsanız hangi içeceği seçerdiniz? Su mu, vazgeçemediğiniz asitli içecekler mi, yoksa siz de “kahve içmeden kendime gelemiyom ya” diyenlerden misiniz? Alkolüm olmadan yapamam mı diyorsunuz? Belki de birazdan söyleyeceğim şeyi içecekten bile saymıyorsunuzdur. O zaten sizin olmazsa olmazınızdır. Çay. Evet evet çay. Her gün kaç bardak içtiğinizi hatırlayamadığınız, hani çalışırken sürekli elinizin altında olan. Siz daha bir yere oturmadan yanı başınızda biten, bazen “içer misin ?” diye sorulmadan elinize tutuşturulan o içecekten bahsediyorum. Malum toplumumuzda çok sık tüketiyoruz çayı. O kadar ki yılda ortalama 3.5 kilo çay tüketimi ille Dünya birincisiyiz. Uzun yıllar da kimseye kaptırmayız gibi görünüyor. Çayın kaynakları aynı olmasına karşın iki türü daha var: Beyaz ve yeşil çay. Bu kadar sık tükettiğimiz çayın aslında ne gibi etkileri olduğunu ya da şu türlerinin farkının ne olduğunu düşündünüz mü? Buyrun o zaman beraber düşünelim.
Türk toplumunda yaşadığımız için çay bitkisini bilmeyen yoktur. Karadeniz bölgemizle özdeşleşmiştir bizim için. Bizim çay dediğimiz aslında siyah çaydır biliyorsunuz. Siyah çay, çay bitkisinin olgunlaşmış yapraklarının çeşitli işlemlerden geçirilmesiyle elde edilir. Yapraklar olgunlaştığı için de kafein miktarının en fazla olduğu türdür. O yüzden aşırı tüketim kalp sorunlarına yol açabilir. Günde 4-5 bardağı geçmemek idealdir. Şeker mevzusu da var tabi. Şeker tüketilmemeli çayda. Hem şişmanlatır, hem de eskilerin dediği gibi tadını bozar. Çayın içerdiği polifenollerin demiri bağlayabileceği unutulmamalıdır. O yüzden yemeklerden 1 saat sonra tüketimi daha uygun olacaktır.
Bu yazıda çay konusunu ele almışken diğer türleri de es geçmek olmaz. İkinci türümüz yeşil çay. Yeşil çay güçlü bir antioksidandır öncelikle. Bazı araştırmalar sindirimi de rahatlattığını söylüyor. Ayrıca yeşil çayda doğal olarak bulunan EGCG(epi-gallo-kateşin-3-gallat) diye tanımlanan biyolojik ögenin yağ yakımını hızlandırdığı ve obezite ile savaştığı da araştırmalarca bildiriliyor. Yine aynı ögenin LDL(kötü) kolesterolü azaltıcı etki gösterdiği de saptanmış. Bu etkilerine rağmen aşırı tüketilmemeli. Az da olsa kafein içeriyor sonuçta.
Son türümüz de beyaz(oolong) çay. Bu çay, bahar aylarının başında yeni filizlenen çay tomurcuklarının toplanıp kurutulması ile elde edilir. Hiç bir işlem görmez. Az ve nadir bulunur. Bu yüzden biraz daha pahalıdır nispeten. Çaylar içinde en fazla antioksidan ve en az kafein içerenidir. Yeşil çaydaki aynı kateşinleri içerir. Metabolizmayı hızlandırır. Yani yeşil çaydan biraz daha yoğundur etkileri.
Bu yazımızda çayları inceledik. Ha bir de unutmadan şunu söyleyeyim: Hangi çay olursa olsun demleme yöntemini tercih edin; çünkü sallama poşetin içindeki maddeler sıcak suda çözünebiliyor. Ayrıyeten şeker tüketimine de dikkat etmelisiniz. İçimi yumuşatmak için limon kullanabilirsiniz. Limonun içerdiği C vitamini sayesinde demir emilimini de artırabilirsiniz.