Türkiye’de kalıplaşmış bir sözdür artık “Hocam iki çay çek”. Bu sözü söylediğiniz zaman karşınıza ne geleceğini siz de bilirsiniz, garson da ne getireceğini bilir; demlisi “tavşan kanı” gibi kanlı bir sıfata sahip olan siyah çay. Konumuz “çek” fiiline yüklenen mecaz anlam değil, “çay” kelimesinin tek bir anlam ifade etmesi. Oysa çay bir topluluk adı. Yeşil çay, oolong (beyaz çay), matcha çayı, moringa çayı… Yurtdışında istediğiniz çayın ne çayı olduğunu mutlaka belirtmeniz lazım; çünkü onlar için hepsi çay doğal olarak. Ama Türkiye’de sanki bir tane çay varmış da diğerleri sade sıcak su içilmesin diye üretilmiş aromalar gibi. Bunun nedeni tabi siyah çayın çay namına Türkiye’ye getirilen ilk bitki olması ve haddinden fazla sevilmesi olabilir. Ama bu kalıplaşma diğerlerinin “çay” sınıfına girmediğini göstermez elbette. Yeterince çay dedikten ve bunu okuyan insanların yazının konusunu tahmin ettiğinden emin olduktan sonra söyleyebiliriz ki: Evet, yeni bir çay bugün konuğumuz.
- Ksantin: Kafein ve teobromin maddelerinden, ki bu maddeler kahve ve çikolata da bulunur, oluşan kompleks bir bileşiktir Uyarıcı bir etkiye sahiptir.
- Caffeoyl derivatives (bir kafeik asit türevi): Bu çayda bulunan en önemli antioksidandır.
- Saponin: Bu bileşik antiinflamatuardır ve kolesterol düşürücü etkisi vardır. Çaya hafif acımsı tadı da bu bileşik verir.
- Polifenoller: Bu en büyük antioksidan grubunun, birçok hastalığın riskini azalttığı gösterilmiştir.
gibi içeriklere sahiptir. Bu içeriklerin antioksidan ve kolesterol düşürücü etkileri ile birçok kronik hastalığı önlemek için kullanılabilir. Hatta bir çalışmada 60 gün boyunca günde üç kere yerba mate tüketen tip-2 diyabetli bireylerde, kan şekerinin düştüğü bile gösterilmiş. İşin ilginç yanı, yerba mate’nin antioksidan içeriği yeşil çaydan biraz daha fazladır ama onun kadar popüler değildir.
Kaynaklarım:
- https://www.healthline.com/nutrition/8-benefits-of-yerba-mate
- https://www.webmd.com/vitamins/ai/ingredientmono-828/yerba-mate