Hangi diyete bakarsanız bakın sebzelerin her zaman bizi kurtardığını görürsünüz. Frutaryenseniz o ayrı. Aslında deyim olarak sebze-meyve derler ama son yıllarda meyve şekerinin yani fruktozun yüksek düzeyde alınınca sağlığa olumsuz etkileri olduğu anlaşılınca diyetlerdeki meyve sayısı da kısıtlandı. Tamam kabul ediyorum bazı sebzelerin de bazı insanlar için kötü özellikleri var. Mesela gut hastasıysanız size kuşkonmaz önerilmez, pürin içeriğinden dolayı. Keza aynı şekilde mantar. Ama sebzelerde bunların alternatifi var. Yani pürin içermeyen bir sürü sebze var. Ama şekeri hiç içermeyen bir meyve yok, sadece nispeten daha az içeren var. Sebzeler bizi bir çok anlamda kurtarıyor. Bitkisel olan her şey gibi kolesterol içermemesi, vitamin ve mineral açısından zengin olması, posadan zengin olup sindirim problemlerimize derman olması gibi özellikleri sayılabilir. En çok tükettiğimiz domates bile bir sebze ve sırf bu bile bize sebzelerin hayatımızda çok önemli bir rol oynadığını gösteriyor. Sebzeler önemli ama biz onları ne kadar tanıyoruz? Bildiğimiz ve her gün yüz yüze baktıklarımızı geçelim, peki ya bilmediğimiz neler var? Bugünkü konuğumla daha önce tanışmadığınızı düşünüyorum. Ben de az önce tanıştım kendisiyle ve yazılmaya değer bir sebze olduğunu düşündüm. Biraz nadir. Türkiye için. Öyle manavda pazarda bulacağınız tarzdan değil.Kim bu diye merak ediyorsanız, takipte kalın.
Radicchioya olumsuz olarak söyleyebileceğim tek şey nadir bulunması ve satılması. Bunun sonucu olarak da pahalı olması. Yani her gün yenilemeyecek kadar pahalı olması. Tohumları da pahalı ama en azından sürekliliği var. Bu bakımdan tohum alıp yetiştirmek mantıklı olabilir. Az önce internetten isteyebilirsiniz dediklerim de tahmin edebileceğiniz üzere hep yurt dışı siteleri ve fiyatlar ya dolar ya euro ya da pound üzerinden. Kurların başını alıp gittiği bu dönemde almak zor gibi. Ama bekleyelim. Belki bir umut düşer.