Daha önceki yazılarımda modern tıptan ziyade geleneksel bir anlayışa sahip Ayurveda tıbbından bahsetmiştim. Bir nevi alternatif tıp. Ayurveda tıbbı ile ilgili biraz daha derinlere inmek istedim. Çünkü yıllar boyunca geniş bir bölgedeki insanları etkilemiş ve bir sürü takipçisi olmuş. Acaba bu insanların inandıkları alternatif tıbbın bilimsel bir dayanağı var mı diye? Gerçekten Vata, Pitta ve Kapha kişilik özelliklerine göre farklı besinlerin farklı özellikleri oluyor mu diye? Araştırmama sırasında tam da “Yabancı Tatlar“a uygun bir besinle karşılaştım. Ve o anda yazımın konusu değişti. Çünkü bu besinden sizin de haberiniz olmalıydı. Besinimizin birçok faydası var. Şu aralar Dünya çapında da yükselişte. Yükselişinde bir etken de artık insanların ortak bir sorununa derman niteliğinde olması. Peki ne o besin ve derman olduğu sorun ne? Acele etmeyin, burası giriş daha. Daha fazlası aşağıda.
Ashwagandha, morsalkım, kış kirazı ya da Hint ginsengi. Bilimsel adı da Withania somnifera. Siz ne derseniz diyin. Sonuçta hepsi aynı bitkiye işaret ediyor. Hindistan ve Güney Afrika’ya özgü sarı çiçekli küçük bir bitki. Ayurveda’nın da dili olan Sankritçe’de ashwagandha “at kokusu” anlamına geliyor. At kokusu da güç arttırıcı ve özgün bir kokusu olan anlamına.Bu bitki 3000 yılın üstünde bir süredir kullanılıyor Ayurveda tıbbında. Kullanılma amacı ise stresi azaltmak, enerji seviyesini arttırmak ve konsantrasyonu geliştirmek. İşte onu şu sıralar popüler hale getiren de bu. Zaten çok koşuşturmacalı ve hayal kırıklıklarıyla dolu bir dünyada yaşıyoruz. Bu yüzden de hemen herkes stresli. Fareler üzerinde yapılan bir çalışmada araştırmacılar bitkinin farelerin beynindeki stres yolaklarını engellediğini ve sinir sisteminde kimyasal sinyal iletimlerini düzenlediğini rapor etmişlerdir. Bu durum stresin yol açtığı uykusuzluk ve anksiyete belirtileri üzerinde etkili olduğu anlamına gelir. Bir başka çalışmada 64 kronik stresli insan 60 gün boyunca diyete ek ashwagandha suplementleri ile desteklenmiş ve çalışmanın sonunda insanlar anksiyete ve uykusuzluk gibi belirtilerin ortalama %69 civarında azaldığını bildirmiştir. Aynı etki depresyon üzerinde de gözlemlenmiş ve günde 600 mg ashwagandha alan 64 stresli yetişkin 60 günün sonunda %79 depresyon belirtilerinin azaldığını belirtmiş. Bitkinin beyin fonksiyonlarını, ki buna hafıza da dahil, arttırdığı düşünülmektedir. Bu düşüncenin sebebi de hayvanlar üzerinde ve deney tüpleriyle yapılan çalışmalardır. Her ne kadar bunlar bile ashwagandha tüketmek için yeterli olsa da özellikleri bu kadar değildir. Yine hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar ile bitkinin kanser hücrelerinin programlı ölümlerine yardım edebileceği ve bu sebeple anti-kanser olarak tanımlanabileceği belirtilmiş. Ashwagandhanın testesteron seviyesini yükselterek erektil fonksiyon bozukluklarına yardım edebileceği de öngörülmektedir. Ayrıca bitkinin kan şekerini, kolesterolü ve trigliseridi, kortizol seviyesini ve inflamasyonu düzenleyebildiği de bilinmektedir.
Peki bu kadar faydası olan ashwagandha nasıl tüketilebilir? Ashwagandha bitkisinin kök ve yaprakları kullanılarak tablet şeklinde besin takviyeleri yapılıyor. Ama bu takviyelere çeşitli yabancı maddeler eklendiği için güvenli olması açısından yukarıda bilimsel adını verdim. Lütfen dikkat edin. Eğer güvendiğiniz bir aktardan köklerinin ve yapraklarının öğütülmesi ile elde edilen ekstratı yani tozu alacaksanız istediğiniz kek, kurabiye gibi hamur işlerine ashwagandhayı ekleyebilirsiniz. Ballı karıştırıp içebilirsiniz de, sütlü çayını da yapabilirsiniz. Çok yüksek dozlarla yapılmasa da çalışmaların sonucunda herhangi bir toksik etkiye rastlanmamıştır. Yine de doktor kontrolünde kullanılmalı ve günlük önerilen doz 450-500 mg olmalıdır.
KAYNAKLARIM:
1)https://www.healthline.com/nutrition/12-proven-ashwagandha-benefits
2)https://www.theayurvedaexperience.com/blog/take-ashwagandha-remedies-ashwagandha-recipes/
3)https://medlineplus.gov/druginfo/natural/953.html