Yemekte ne alırsınız? Şöyle kadayıflı bir balık, ya da avokado soslu bir tavuk yanında da acı baharatlı çilek tatlısı? Bu okuduklarınız size çok manasız gibi gelebilir. Hatta bunları kafanızda canlandırmakta dahi zorlanıyor olabilirsiniz. Ama tüm bunlar gerçek ve bunların da hayranları var. Hem de ne hayran. Bu tabakları deneyimleyebilmek için bize göre çok uçuk rakamları gözden çıkarıyorlar. Aradıklarını da her yere bulamıyorlar. Değişik tatları benimseyen insanlar için açılan restoranlara gitmek zorundalar. Dünya genelinde açılan restoranlara bakacak olursak bunların oranı biraz düşük tabi. Bu tabakları talep eden insanların akıllarından bir zorları yok, sadece yeniliklere fazlası ile açıklar. Aslında bu tabakların arkasında bir akım yatıyor. E bizim de işimiz ne, anlatalım bu akımı.
Bu akımın temelinde “birleştirme” var. Zaten o yüzden de adı birleştirme anlamına gelen füzyon mutfağı. Dünyada bilinen adıyla fusion cuisine. Bu birleştirme öyle gelişigüzel bir birleştirme değil tabi ki. Yani revaninin üzerine yayla çorbası dökerek füzyon şefi olmuyorsunuz. Olayın içinde büyük ölçüde yaratıcılık var. Ayrıca malzeme bilgisi de önemli. Yani besin bilgisi. Çünkü hazırlayacağınız tabağı tadan kişinin olumsuz bir reaksiyon ile karşılaşmasını istemezsiniz. Asit-baz dengesi, etkileşime giren bileşenler, birlikte alınması uygun olmayan besinler bu yüzden önemlidir sizin için. Sadece bunlar da değil. Tüm pişirme tekniklerini ve hangi tekniğin nereye ait olduğunu da bilmelidir şefler. Mesela Uzak Doğu’ya ait bir besini Güney Amerika’ya özgü tekniklerle pişirip Fransız soslarıyla servis edebilirler. O yüzden füzyon şeflerinin işi meslektaşlarına göre biraz daha zor diyebiliriz. Ama onlar bu durumdan hiç şikayetçi değiller. Aksine çok zevk alarak yapıyorlar işlerini. Yeni tarzlar üretme ve alışmadık malzemeleri bir arada kullanma dürtüsü hemen her şefte vardır. İşte bu şefler o dürtülerini içlerinde tutmayıp tabaklarına aktarıyorlar. Her tabakta yeni bir tarz geliştiriyorlar. Yaptıkları tabakların sunumları da çok önemli. Bunun için uzun cımbızlar, şekilli kalıplar ve özel fonksiyonlu fırçalar kullanıyorlar.
Füzyon mutfağını hazırlayan şefler için bu akımın çok keyifli olduğunu söyleyebiliriz. Ama durum tadanlar için pek öyle olmayabilir. Çünkü füzyon yemekleri başta da söylediğim gibi menüdeki diğer yemeklerden epey uçuk fiyatlı olabiliyor. Yani gurme veya yeniliklere çok açık bir zengin değilseniz, sizin için tabaklara ulaşmak biraz zor olacak. Maddiyatı geçersek eğer füzyon yemeklerin tadımlık olarak servis edildiği gerçeği ile karşılaşıyoruz. Tabaktaki üç küçük çilekten ibaret tatlıya ya da tanesi 5-6 gramlık dört parça balığa yüzlerce dolar ödemek, Türkiye gibi doymak üzerine kurulu bir yeme alışkanlığına sahip ülkeler için mantıksız görünüyor.