Şimdi insanların kendi beslenmeleri ile ilgili etkilenecekleri çok fazla mecra var. İnternet bunların başında gelse de televizyon programları, hemen her gazetenin beslenme köşesi, çeşitli dergiler ve posterler. Ama esas sorun şu ki gördüklerimiz ve etkilendiklerimiz her zaman doğru olmuyor. Çok fazla bilgi karmaşası ve çok fazla yanlış yönlendirici var. Günümüzde her ne kadar etkisi azalmış olsa da eskiden bir diyeti uluslararası bir gündem maddesi yapmak için kitap yazmak iyi bir yöntemdi. Shangri-la, Fulton diyeti gibi örnekler çoğaltılabilir. O zaman da internet vardı ama kitap yazmak daha cazip geliyordu insanlara. Şimdi de var tabi Scandi Sense gibi örnekler, ama az. Bir de insan bir kitap yazınca insanlar otomatikman o konu hakkında çok bilgili olduğunu düşünüyor. Gerçekte öyle olmasa da. Bugün yine popüleritesini adını aldığı bir kitaptan kazanan bir diyetim var size anlatacağım. Beni takip edin.
Aşama 1 (Giriş): 2 hafta boyunca her gün 20 gramın altında karbonhidrat alınmalı. Yapraklı yeşil bitkiler gibi karbonhidratı düşük olan sebzelerle birlikte yüksek derecede yağ ve protein içeren besinler tüketin.
Aşama 2 (Dengeleme): Diyetinize yavaşça daha fazla kuruyemiş, düşük karbonhidratlı sebzeler ve az miktar meyve ekleyin
Aşama 3 (İnce ayar): Hedef kilonuza çok yaklaştığınızda kilo kaybınız yavaşlayana kadar diyetinize daha fazla karbonhidrat ekleyin.
Aşama 4 (Muhafaza): Vücudunuzun tolere ettiği kadar karbonhidratı kilo almadan yiyebilirsiniz.
Diyet daha çok karbonhidratı düşürmek üzerine yoğunlaşmış; çünkü yağın ve porsiyon miktarının değil karbonhidratın kilo artışına sebep olduğu düşünülmekte. Maksat karbonhidratı keserek enerji kaynağı olarak yağların yakılması ve hızlı kilo kaybı sağlamak. Yağların sebep olabileceği ketosize ve onun yan etkilerine karşı da uyarıyor Atkins ama bu durumun geçici olduğunu söylüyor. Ayrıca Atkins diyetini benimseyip piyasaya düşük karbonhidratlı bira ve ekmek üreten firmalar da var.