KÖKLERİ TANIYALIM: JİCAMA (MEKSİKA TURPU)

Bilen bilir. Bilmiyorsanız da öğrenmiş olursunuz. Ben Antakyalıyım. Ve diyetisyenim. Aslında bu iki cümle bile size yaşadığım ve yaşayacağım bazı sıkıntıları anlatmak için yeterli??. Çünkü Antakya farklı medeniyetlere ev sahipliği yapması nedeniyle mutfağı inanılmaz gelişmiş bir şehir. Beslenme ve diyetetikle geçen 4 yılın ardından Antakya’ya her gidişim bir savaş oluyor benim için. Tabi ki kendimi kaybedip her şeyi yemiyorum ama sözlerim çok da geçerli olmuyor Antakya’da. Yani sadece kendimi kurtarabiliyorum. O da olduğu kadarıyla. Neyse bu kadar yemek olunca restoran kültürü de çok gelişmiş. Genel sistem masadaki yemeklerin durmadan değişmesi üzerine kurulu. Bu değişim siz restoranı terk edinceye kadar durmuyor. Ama her şey biraz yeşilliğin üzerine dilimlenmiş bir turp ile başlıyor. Çok öznel bir giriş yaptığımın farkındayım ama bugünkü konuğumla tanışınca aklıma ilk gelen giriş buydu. Serbest çağrışım işte. Bugün günlerden “Yabancı Tatlar” olduğu için tabi konuğum bildiğimiz turp değil. Peki ne? Hah, işte bu heyecanınızı kaybetmeyin, hemen başlıyorum.

 

Konuğumuz jicama. Nerden bulduğumu da söyleyeyim; kendisine Meksika turpu da deniyor. Turp turp öyle bir çağrışım yaptı işte yazayım dedim. İşin geyik kısmını bırakırsak kendisi aslında ne bir turp ne de turpgillerden. Kendisi fasulyegiller familyasının kökü tüketilen bir üyesi. Meksika orijinli olsa da günümüzde Filipinler gibi Asya ülkelerinde yetiştiriliyor. Ayaza ve soğuk iklime gelemediği için daha çok yılın sıcak dönemlerinde ekiliyor. Büyümesi de biraz zaman alıyor. Ama açıkçası beklemeye değer özellikleri beraberinde getiriyor. Öncelikle 130 gramlık bir porsiyonu sadece yaklaşık 53 kalori ve bu kalori 12 gram karbonhidrattan, 1 gram proteinden ve 0,1 gram yağdan geliyor. Böylelikle diyetinize arkadaş oluyor. Ayrıca C vitamini, folat, demir, potasyum, magnezyum, manganez ve lif içeriği yüksek. Az miktarda da E, B1, B2, B5, B6 vitaminlerini ve kalsiyum, çinko, fosfor ve bakır içeriyor. Şimdi liflerin önemini ile C ve E vitaminlerinin antioksidan olduklarını söyleyip yazıyı uzatmak istemiyorum ama ufak bir hatırlatma işte. Ancak değinmek istediğim bir özelliği var jicamanın. Jicama prebiyotik bir lif olan inülin içeriyor. İnülin sizin vücudunuzdaki yararlı bakterileri besliyor. Prebiyotik gıdalar yiyerek obezite, böbrek rahatsızlıkları ve diyabet gibi kronik rahatsızlıkların gelişme riskini azaltabilirsiniz.

 

Jicama Asya mutfağında kullanılıyor genelde. Çeşitli salatalara ekstra çıtırtı için kullanılabildiği gibi guacamole (avokadolu bir sos) ile birlikte çiğ olarak ince çubuklar halinde sunulabiliyor. İstenirse de Asya mutfağının wok denilen derin tavalarında susam yağı ve pirinç sirkesi ile kızartılabilir. Seçeneğin çok olması bu sebzeyi diyetlerine ekleyecek tüketiciler için iyi bir özellik tabi. Yalnız jicamayı çiğ tüketecekseniz bir sebze soyacağı ile sebzeyi beyaz kısmı açığa çıkıncaya kadar soymalısınız. Çünkü sebzenin yaprakları, yeşil kısmı ve çiçekleri rotenon denilen ve toksit etki gösteren bir maddeye sahiptir.