Başlıktan da anlayabileceğiniz üzere bugünkü yazımızın konusu uyku. Uykusuz geçen bir günün ardından hayatınızın nasıl değişiğini muhakkak gözlemlemişsinizdir. Konsantrasyon zorluğu, yorgunluk, halsizlik hatta bazen baş ağrısı peşinizi bırakmaz. Uykunu süresi kadar kalitesi de önemli tabi. Mesela siz o başını yastığa koyar koymaz uyuyan şanslı insanlardan mısınız, yoksa yatakta bir sağa bir sola dönerek zaman geçirenlerden mi? Her ne tarafta olursanız olun uykunun hayatımızın ayrılmaz bir parçası olduğunu kabul ediyorsunuzdur herhalde. Sonuçta hepimiz bir beyinin de dahil olduğu bir vücutta yaşıyoruz. Ha bazı insanların bu beyni ne kadar kullandığı tartışılır. Neyse bu vücudun ihtiyaçlarını karşılamak zorundayız. Ve uyku da bunlardan biri. E vücudumuz için bu kadar önemli bi aktivitenin beslenmemizden etkilenmediğini düşünemeyiz. Keza beslenmemizin de uykudan. Bu ilişkiyi başlık başlık inceleyelim.
UYKU NEDİR TAM OLARAK?
Uyku insan yaşamında önemli bir ihtiyaçtır. Yaşantımızın yaklaşık üçte biri uykuda geçer. Bedenimiz kendini uykuda yeniler. En önemlisi de büyüme hormonu uykuda salgılanıyor. Yani sadece karpuz kavun değil insan da yata yata büyür. Uyku kalitesinin fiziksel ve ruhsal sağlığımız üzerinde etkileri vardır. Uyku sağlığımız ve uyku düzenimiz ise bir çok faktöre bağlı olmakla beraber bebeklikten itibaren edindiğimiz alışkanlıklara da dayanan bir süreçtir.
BESLENMENİZDE UYKUNUZU DA HESABA KATIN
Gün içinde tükettikleriniz gece sizi rahatsız edip uykunuzun kalitesini de bozabilir, çok kaliteli bi uyku da sağlayabilir. Mesela yatmadan yediğiniz fast food, kavurma ya da kızartma gibi yağ içeriği yüksek besinler sizin uyku kalitenizi düşürür. Bunun sebebi yağların vücutta geç sindirilmeleri. Tükettiğiniz yağlar siz uyurken bile sindirilmeye devam ettiğinden sindirim sisteminiz çok aktif olacaktır ve bu sizin uykuya dalmanızı zorlaştıracakır. Bir diğer etken de kafein üketimi. Kahve ve guarana yazımda bahsettiğim gibi aşırı kafein kalp ritminizi bile yükseltir ve uykuya dalmanıza engel olur. Bi de alkol mevzusu var. Alkol aslında sizi rahatlatır ama aynı zamanda su kaybına da yol açar. Bu ya aşırı terleme ya da artmış bir tuvalete gitme ihtiyacı olarak size döner. Yani uyku kaliteniz düşer. Dikkat etmeniz gereken en önemli faktörlerden biri bel çevrenizdir. Abdominal obezie de denilen bel çevrenizdeki yağlanma uykusuzluğunuzun sebebi olabilir. Bu hastalığı olan kişilerin %70-90’ nı kilolu ve obezdir. Bel çevresinde 13-15 cm’lik artış hastalığın riskini 4 kat artırdığı görülmüştür.
Hep olumsuz durumlardan bahsettim. Biraz da olumlulardan konuşalım. Yatmadan önce süt içmek uyku kalitenizi arttırır mesela. Süt ve süt ürünleri içerdikleri triptofan isimli aminoasit sayesinde uykuya daha kolay dalmanızı sağlıyor. Kuruyemişler, muz ve bal triptofandan zengin diğer besinlerdir. Ama tabi bunların da kalorisi var. Yani abartmamak lazım. Uykusuzluk probleminin en önemli nedenlerinden biri de magnezyum eksikliğidir. Magnezyum eksikliği problemi için tüketilebilecek besinler arasında ıspanak, fındık, ceviz, fıstık ve balık bulunmaktadır. Akşam yemeklerinizde ya da yemek sonrası atıştırmalık olarak bu besinlere yer verirseniz uykusuzluk probleminizi de önleyebilirsiniz.
Bu başlık altında tanıtmak istediğim bir ürün var. Yurt dışında uyku proteini olarak satılıyor. Bitki bazlı hazırlanmış bir toz karışımı şeklinde. 4-8 ölçü su veya sevdiğiniz bir süt ile hazırlanıyor. Etken maddesi triptofan. Magnezyum ve kalsiyum gibi mineralleri de içeriyor. Şu anda sadece yurt dışında üretiliyor. Ama ben ilginin yüksek olması durumunda Türkiye’nin de işin mutfağına gireceğini düşünüyorum.
UYKU BOZUKLUKLARI NE GİBİ SORUNLARA YOL AÇAR?
En basitinden obezite diye cevap verebilirim size. Uykusuzluk problemi devam eden insanlarda kortizol ve leptin yani tokluk hormonları üzerinde bi düzensizlik oluşur. Kişi bu yüzden kendini sürekli aç hissedebilir ve fazla yiyebilir. Zaten yapılan araştırmalarda düzensiz uyuyan insanlarda düzenli uyuyanlara göre obezite riski %65 in üzerinde olduğu görülmüştür. Uykusuzluk sadece obeziteye değil, diyabet gibi kronik rahatsızlıklara da yol açabilir. Sonuçta uykusuzluk bütün sistemleri etkilediği için hipertansiyon ve kalp krizi riski de artar.