Yeni yıla girdiğimiz şu günlerde ekonominin durumu malum. Toplumda görülen gelir eşitsizliği her alanda olduğu gibi yeme-içme düzeni üzerinde de etkisini gösteriyor. Mesela büyük bir kesim elma hasreti çekerken, azınlıkta kalan diğer kesim ise “dragon fruit” ve çarkıfelek meyvesi arasında ikilemde kalıyor. Durum bu olunca insanlar elindekini her şekilde kullanmaya çalışıyor, alternatifler üretiyor. Aslında bugünkü konumuz kimine göre bir alternatif, kimine göre bir vazgeçilmez. Yani her şey gibi fanatiği de var, uzak duranı da. Hatta nasıl elde edildiğini bildiğimizi göz önüne alırsak uzak duranların çoğunlukta olduğunu söyleyebiliriz. Konumuz sakatatlar, yani organ etleri. Hayvanların etinden-sütünden faydalanmak deyiminin, yani her şeyinden faydalandığımızın en somut hali. Kırmızı et fiyatlarının yüksek nedeniyle bir alternatif konumuna geldi, en azından kolesterol açısından yerini aratmıyor. Görünümü de benziyor. Peki bakalım sağlık açısından başka neler sunuyor.
Bir canlıyı iç organlarına kadar tüketmek bazılarına korkutucu gelse de bazı insanlar oldukça ilgi gösteriyor sakatatlara. Hem de tahmin ettiğinizden daha çok. Avrupa’da da iç organlar çok sık kullanılır. Bazıları işlenmiş etlere dönüşür, bazıları da ünlü yemeklere katılır. Yani olay sadece Türkiye’nin güneyi ile doğusundan ibaret değil. Olayın tarihi de var. Avcı-toplayıcı kültürlerinde organ etleri de yenilirdi ve çok değerli görülürdü. Organlar genelde koyun, kuzu, inek, dana, domuz, tavuk, ördek ve kazdan elde edilir. Tüketilebilecek organlar toplumdan topluma göre, hatta insandan insana göre değişebilir tabi. Ama en sık tüketilenler ve faydaları şöyle sıralanabilir.
Karaciğer: En çok tüketilen sakatatlardan biridir. Özellikle A vitamini açısından çok zengindir. Bu sayede hem göz sağlığına hem de inflamasyon sonucu oluşabilecek Alzheimer ve artrit gibi hastalıkların riskini azaltır. Ayrıca folik asit, demir, krom, bakır ve çinko içerir. Ek olarak da kandaki hemoglobin seviyesini arttırarak kalp için yararlı olur.
Böbrek: Proteinden ve birçok besin ögesinden zengindir. Omega-3 yağ asidi ve antiinflamatuar bileşikler içerdiği için kalp sağlığı için faydalıdır.
Beyin: Yine omega-3 yağ asitleri içerir. Fosfatidilkolin ve fosfatidilserin içeriği ile sinir sistemi üzerinde, dolayısı ile beyin ve omurilik soğanı üzerinde koruyucu etkiye sahiptir.
Kalp: Folik asit, demir, çinko ve selenyumdan zengindir. Ayrıca B2, B6 ve B12 içeriği yüksektir. Bu B vitaminleri kalp sağlığını korur. Önemli bir antioksidan olan koenzim Q10 ile de birçok kronik hastalığa karşı koruma sağlar.
Dil: Dil çoğunlukla kaslardan ve yağlardan oluşur. O yüzden kalorisi yüksektir ve biraz daha lezzetli sayılabilir. Çinko, demir, kolin ve B12 içerdiğinden dolayı daha çok hastalıklardan korunmak isteyen veya hamile olan kadınlar tarafından tercih edilebilir.
Organ etleri kaliteli protein içerikleri, B12 içerikleri ve çeşitli besin ögeleri nedeniyle tercih edilebilir. Ancak yüksek derecede kolesterol içerdikleri de unutulmamalıdır. Aynı zamanda pürin de içerdikleri için gut hastalarının uzak durması gerekir. Tabi kaynakların sağlığı da çok önemlidir.
Kaynaklarım:
- https://www.healthline.com/nutrition/organ-meats,
- https://www.medicalnewstoday.com/articles/319229.php