Yaza yavaş yavaş veda edip kışa “merhaba” dediğimiz şu günlerde özlemlerimiz de olacak muhakkak ki. Mesela sıcaktan bunalırken klimalı bir ortama girince içimizi bir mutluluk kaplamayacak artık. Çünkü zaten her yer soğuk olacak. Ya da her gün denize girip tekrardan duş almak zorunda kalmayacağız. Yiyeceklerimizi de özleyeceğiz büyük ihtimalle. Mesela güneşte pişen taze incirleri veya parlak kırmızı yaz domateslerini… Tabi artık her şeyi mevsimi dışında bulmak mümkün ama bulunanlarda mevsimindeki gibi olmuyor. Yazdan ve meyvelerden bahsedince bugünkü konuğumun adını anmadan geçmek olmaz. Çünkü o, yazın kurulan sofraların fenomeni adeta. Fenomen de olsa az biliyoruz ama çok tüketiyoruz. Az bilmeyin, devam edin.
Yazın fenomeni deyince anlamışsınızdır zaten. Bugünkü konuğumuz karpuz. Gerektiği zaman hem iyi bir serinletici hem de çok iyi bir sofra eşlikçisi. Peki ama her sıcakladığımızda tüketmeli miyiz? Yani dikkat etmemiz gereken bir şey yok mu? Kalori, şeker ya da herhangi bir şey… Öncelikle nereden çıktığına bakalım. Karpuz aslen Güney Afrikalı ve toprakta sürünerek büyüyen bir bitkinin meyvesi. Karpuz, Güney Afrika’dan zaman içinde Çin’e geçeli kabaca 1000 yıl olmuş. Ordan da Dünya’ya…Şimdi her yerde yetiştiriliyor artık. Karpuz birçok açıdan diyet bir meyvedir. Mesela su içmeyi sevmiyorsanız karpuz, suyu yemeniz için idealdir. Çünkü karpuzun %92’si sudan oluşmaktadır. Ayrıca 100 gram karpuz yalnızca 30 kaloridir. Bu kalorinin büyük çoğunluğu karbonhidrattan gelmektedir. Karpuzdaki karbonhidratlar en çok glikoz, fruktoz ve sükrozdur. Dolayısıyla karpuzun glisemik indeksi 72-80 bandındadır ki bu gayet yüksektir. Yani tüketildikten sonra kan şekerini çok hızlı değiştirebiliyor. Karpuz C, B5 ve A vitaminlerine ek olarak potasyum ve bakır minerallerini içeriyor. Karpuzun bir diğer önemli özelliği ise sitrülin ve likopen içermesi. Sitrülin bir amino asittir ve vücudumuzda esansiyel olan arjinine dönüşür. Karpuzun genelde kabuğunda bıraktığımız beyaz kısmı en çok sitrülin bulunan yerdir. Sitrülin doğal viagra olmasa da erkeklerde erektil disfonksiyon tedavisinde işe yaradığı çalışmalarla gösterilmiştir. Likopen ise daha çok domatesle bilinen bir antioksidandır ve karpuzun kırmızı kısmında bulunur.
Karpuzun olumlu etkilerine karşın glisemik indeksinin yüksek olması ciddi bir dezavantajdır. Yani özellikle diyabetli bireyler dikkatli tüketmelidir. Tabi aşırı tüketmek her insanda hiperglisemiye ve kilo artışına yol açabilir. Ayrıca karpuz bazı insanlarda alerjiye neden olabilir. Ve son olarak da karpuzda kısa zincirli karbonhidratlar bulunur ve bazı insanlar bunu sindiremez.
Yaza yavaş yavaş veda edip kışa “merhaba” dediğimiz şu günlerde özlemlerimiz de olacak muhakkak ki. Mesela sıcaktan bunalırken klimalı bir ortama girince içimizi bir mutluluk kaplamayacak artık. Çünkü zaten her yer soğuk olacak. Ya da her gün denize girip tekrardan duş almak zorunda kalmayacağız. Yiyeceklerimizi de özleyeceğiz büyük ihtimalle. Mesela güneşte pişen taze incirleri veya parlak kırmızı yaz domateslerini… Tabi artık her şeyi mevsimi dışında bulmak mümkün ama bulunanlarda mevsimindeki gibi olmuyor. Yazdan ve meyvelerden bahsedince bugünkü konuğumun adını anmadan geçmek olmaz. Çünkü o, yazın kurulan sofraların fenomeni adeta. Fenomen de olsa az biliyoruz ama çok tüketiyoruz. Az bilmeyin, devam edin.
Yazın fenomeni deyince anlamışsınızdır zaten. Bugünkü konuğumuz karpuz. Gerektiği zaman hem iyi bir serinletici hem de çok iyi bir sofra eşlikçisi. Peki ama her sıcakladığımızda tüketmeli miyiz? Yani dikkat etmemiz gereken bir şey yok mu? Kalori, şeker ya da herhangi bir şey… Öncelikle nereden çıktığına bakalım. Karpuz aslen Güney Afrikalı ve toprakta sürünerek büyüyen bir bitkinin meyvesi. Karpuz, Güney Afrika’dan zaman içinde Çin’e geçeli kabaca 1000 yıl olmuş. Ordan da Dünya’ya…Şimdi her yerde yetiştiriliyor artık. Karpuz birçok açıdan diyet bir meyvedir. Mesela su içmeyi sevmiyorsanız karpuz, suyu yemeniz için idealdir. Çünkü karpuzun %92’si sudan oluşmaktadır. Ayrıca 100 gram karpuz yalnızca 30 kaloridir. Bu kalorinin büyük çoğunluğu karbonhidrattan gelmektedir. Karpuzdaki karbonhidratlar en çok glikoz, fruktoz ve sükrozdur. Dolayısıyla karpuzun glisemik indeksi 72-80 bandındadır ki bu gayet yüksektir. Yani tüketildikten sonra kan şekerini çok hızlı değiştirebiliyor. Karpuz C, B5 ve A vitaminlerine ek olarak potasyum ve bakır minerallerini içeriyor. Karpuzun bir diğer önemli özelliği ise sitrülin ve likopen içermesi. Sitrülin bir amino asittir ve vücudumuzda esansiyel olan arjinine dönüşür. Karpuzun genelde kabuğunda bıraktığımız beyaz kısmı en çok sitrülin bulunan yerdir. Sitrülin doğal viagra olmasa da erkeklerde erektil disfonksiyon tedavisinde işe yaradığı çalışmalarla gösterilmiştir. Likopen ise daha çok domatesle bilinen bir antioksidandır ve karpuzun kırmızı kısmında bulunur.
Karpuzun olumlu etkilerine karşın glisemik indeksinin yüksek olması ciddi bir dezavantajdır. Yani özellikle diyabetli bireyler dikkatli tüketmelidir. Tabi aşırı tüketmek her insanda hiperglisemiye ve kilo artışına yol açabilir. Ayrıca karpuz bazı insanlarda alerjiye neden olabilir. Ve son olarak da karpuzda kısa zincirli karbonhidratlar bulunur ve bazı insanlar bunu sindiremez.