Bugüne kadar girişlerde sık sık farklılıklardan bahsettim. Yine edecem. Çünkü farklılıkların çok önemli bir özelliği var. Dikkat çekmek. Evet farklılıklar dikkatimizi cezbeder. Bu aslında çok da elimizde olan bir olay değildir. Beynimiz alışılagelmişten farklı bir şey görünce bizi ona yönlendiriyor. Bu farklılık bazen renk, bazen görünüm ve bazen de doku olabiliyor. Hani dikkat çeker dedim ya. İşte bu özellik bir konuda insanlara çok yardımcı oluyor. Pazarlama ve satış konusunda. Çünkü satışın temellerindendir ilgi çekmek. Bu yöntem aklınıza gelen bütün satışlarda kullanılır. Hatta dayanamayıp bir örnek vereceğim. Apple, İphone 7’nin duyurulmasından kısa bir süre sonra sadece rengini kırmızıyla değiştirip bir telefon daha çıkarttı. Telefonun ismi ve donanımsal özellikleri aynı. Peki Apple neden böyle bir yolu tercih etti? Tabi ki farklılık yaratıp ilgi çekmek için. Bunun gibi bir sürü örnek var tabi. Apple aklıma geldi diye söyledim. Bu yöntemin kullanıldığı bir diğer sektör de gıda sektörü. Eğer dikkat ettiyseniz görmüşsünüzdür, etrafta aynı gıda ürünü farklı farklı renklerle boy gösteriyor. İşte farklı renklerde ekmekler, renkli renkli kurabiyeler, pastalar ve hatta kahveler. Bu örnekleri çoğaltabiliriz tabi. Sonuçta marketler onlarla dolu. Aslında benim dikkat çekmek istediğim renklerin etkisinden ziyade renklerin nasıl elde edildiği. Seri üretilen bir ürünü kırmızıya boyamak için pancar kullanmak çok masraflı ve zaman alan bir işlem. O yüzden üreticiler tercihlerini gıda boyasından yana kullanıyor. Peki acaba gıda boyaları ne kadar sağlıklı? Kimse düşünmüyor. Biz düşünelim o zaman.
Gıda boyaları çoğunlukla aroma içermez ki içine eklendiği belli olmasın. İstenilen rengi vermekte kullanılır. Bu maddeler bisküvilerde, keklerde, dondurmalarda, meyve sularında, gazozlarda karşınıza çıkabilir. Mesela içtiğiniz portakal suyunun temel maddesi portakal zannedebilirsiniz ama renklendiriciler sayesinde içtiğiniz portakal olmayabilir. Ve daha önce de söylediğim gibi üreticiler maliyetli olan doğal boyar maddeleri değil, ucuz olan sentetik boyar maddeleri kullanıyor. Her kimyasalın olduğu gibi bunların da zararı var. Sakarya Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma ile bu zarar çarpıcı bir şekilde ortaya kodu. Bezelyeler üzerinde yapılan çalışmada, renklendirici olarak kullanılan “tartazin” ve “sunset yellow” isimli iki kimyasalın fazla doz alımında DNA hasarına neden olabildiği gün yüzüne çıktı. Etkileri maalesef genetik yapıyla sınırlı değil. Yine yapılan çalışmalarda küçük yaşlardan beri tüketilen gıda boyaları dikkat ve davranış bozukluklarının artmasına neden olabiliyor. Davranış bozukluklarına öğrenme bozuklukları da dahil yani öğrenmeyi, hafızada tutmayı ve anlamayı da geciktirici etkiler yaratabiliyorlar. Alerjik reaksiyonları saymıyorum bile. İşte bu yüzden İngiliz bilim insanları bu maddelerin yasaklanmasını istiyor. Gıdalarda kullanılan bu sentetik renklendiricilerin aynı zamanda kanser riskini arttırdığı biliniyor. Gıda katkı maddeleri Exxx kodu ile belirtilir. Bilim insanları E102, E104, E110, E122, E124 ve E129 gibi renk verici katkı maddelerinin yasaklanması gerektiği düşüncesinde. Bazı gıda boyaları ile aroma vermesi açısından mono-sodyum-glutamat gibi oldukça sağlıksız katkı maddeleri de kullanılıyor. Bu çin tuzu olayına daha sonraki yazılarımda değineceğim çünkü böyle geniş bir konuyu geçiştirmek istemem.Çoğu ülkenin aldığı kararla sözü geçen katkı maddelerini içeren gıdaların etiketlerine yazılması mecburi oldu. Amaç halkın dikkatli olmasını sağlamak. Henüz üreticiler yasaklanması için ikna edilememiş olsa da etiketleri dikkatli okuyarak bu maddelerden uzak durabilirsiniz. Bi de öyle olmadık renklerde ekmeklerin, renkli renkli pastaların rengine aldanıp sofranıza davet etmeyin.