İnsan diyetlerinde en çok yağı ayarlamakta zorlanıyor sanırım. Zayıflama diyetlerinde günlük aldığınız kalorinin %30’u yağlardan gelmelidir. Ama burada bir sorun ortaya çıkıyor. Türk mutfağı. Çeşit çeşit yemeğe sahip bu zengin mutfağın temel taşı yağdır. Çünkü Türk mutfağında şöyle bir anlayış var: “Yağ yemeğe lezzet katar.” Lezzet dediğiniz şey tamamen sizin yemekten ne bekleyip ne bulduğunuzla alakalıdır. Türk toplumu yemeğin yağlı olmasını beklediği için yağın yemeye lezzet kattığını düşünerek kendini haklı çıkarıyor sadece. Kusura bakmayın ama o yağ içinde yüzen yemeklerin başka bir açıklaması olamaz. Buna cevap olarak söylenen şey de bana çok komik geliyor: Ama o zeytin yağı. Arkadaşlar ne yağı olursa olsun, sonuçta yağ ve vücudumuzda aynı işlemlerden geçiyor. Yanlış anlaşılmasın yağları eşitlemiyorum. Tabi ki bazı yağlar bazı yağla
rdan daha sağlıklı ki zaten bununla ilgili yazılarım da var. Ama sağlıklı olması sizin bir porsiyon yemeğe yarım kilo yağ koymanızı haklı çıkarmıyor. Durum böyle olunca insanlar yağı ayarlayamıyor. Bugün sizlere diyette yağı ayarlarken aynı zamanda günlük lifinizi de alabileceğiniz bir besinden bahsedecem. Evet konuğum keten tohumu. Bakalım bize neler sunuyor?
Keten, 30-100 cm boylarında olabilen mavi renkli tek yıllık bir bitki. Türkiye’de üretim konusunda şanslı bir konumdadır; çünkü bu bitki Akdeniz iklimini sever. Bu bitkinin tohumlarının keşfi 1951 yılına kadar dayanır. Alman doktor Johanna Budwig ” keten yağı diyeti” ile keten tohumu yağının kanser önleyici ve iyileştirici etkisini ilk kez ortaya çıkarmış ve Nobel ödülünü sonunda kazandı. Sonunda diyorum çünkü toplamda 6 kez aday gösterilmişti. Aslına bakarsanız yine önü kesilen bir bilim insanıyla karşı karşıyayız. Budwig, geliştirdiği diyetlerle kanser hastalarının %90’ını tedavi etti ki bu diyetlerde keten tohumu önemli bir yere sahipti. Ancak maalesef sesini daha fazla duyuramadı. O dönemlerde Amerikalı doktorların sözü geçiyordu. Ve Amerikalı doktorlar bu çalışmalara çöp gözü ile baktılar: çünkü bu buluşlar ilaç ve nükleer endüstrileri için büyük tehdit oluşturuyordu. Nitekim önü kesildi ve yayınlanmadı. Önemli bir çalışma daha kapitalizmin kurbanı oldu.