Diğer yazılarımızdan farklı olarak belli bir besine saplanıp kalmaktan ziyade besinlerin ögelerine saplanıp kaldığımız serimizin bu sayfadaki konusu bizim için çok önemli biri. Öyle ki bir anlamda attığımız her adımdan, aldığımız her nefesten, her göz kırpışımızdan o sorumlu. Öncelikle vücudumuz için bu kadar önem arz eden sistemimizi bilmemiz lazım tabi. O önemli sistemimiz kas sistemi. Vücudumuzu kaslarımız sayesinde kontrol edebiliyoruz çünkü. Kaslarımız için elzem olan ögelerden birisi de potasyum. Tesadüfe bakın ki bugünkü konumuz da potasyum. Hadi bakalım o zaman neymiş ne yaparmış.
Potasyum, yediğimiz besinlerde bulunan ve vücudumuz için elzem olan, yani vücudumuzun üretemediği bir mineraldir. Aynı zamanda da bir elektrolittir. Elektrolitler sinir sistemimizde uyarıların (impuls) iletilmesini sağlayan ve onlara yol gösteren maddelerdir. Bu yüzden etkilemediği bir fonksiyonumuz yoktur. Kan basıncımızdan kalp ritmimize, vücudumuzun su dengesinden sindirim sistemimize kadar her şey potasyum alımından etkilenir. Bu yüzden de potasyum hücrelerimizin içinde en fazla bulunan katyondur, yani artı yüklü iyondur. İnce bağırsaklarımızda sindirilen potasyumun yaklaşık %90’ı emilir ve bu emilen potasyum temel olarak hücre içi ve hücre dışı konsantrasyonları ayarlamak için kullanılır. Potasyumun en çok bulunduğu besinler şu şekilde sıralanabilir, hatta sıralandı bile;
- Kayısı
- Mercimek
- Erik
- Kabak
- Kuru üzüm
- Patates
- Muz
19-50 yaş arası erkekler için günde 3400 mg, kadınlar için günde 2600 mg potasyum önerilmektedir.
Kaynaklarım:
- https://ods.od.nih.gov/factsheets/Potassium-HealthProfessional/
- https://www.healthline.com/health/potassium