BESİNLERİ ÖGELERİNE AYIRIYORUZ #9: K VİTAMİNİ

 Bildiğiniz üzere beslenmemizde önemli rol oynayan ögeleri detaylıca inceliyoruz bu bölümde. Bugünkü konuğumuz bir vitamin. Fen bilgisi derslerinde öğretildiği üzere vitaminler “düzenleyici” etiketi ile damgalanıyor. Oysa vitaminler düzenleyici olmaktan çok daha fazlası vücudumuz için. Bazen koruyucu oluyorlar, bazen temel yapı taşı. Yani demek istediğim çok önemli rollerde oynayabiliyorlar. Ancak bu rolleri anlayabilmek için olayın biraz detayına inmek gerekiyor. Bugün detayına ineceğimiz vitamin K vitamini. Buyurun inelim o zaman.

 

K vitamini, yağda çözünebilen K1 ve K2 vitaminlerinin ortak adıdır. Fitonadion, yani K1 vitamini yeşil yapraklı bitkilerde bulunur ve insan diyetindeki başlıca K vitaminidir. Menakinon (MK) ise K2 vitamini olarak adlandırılır ve barındırdığı yan zincirin uzunluğuna göre MK-4 ile MK-13 arasında değişir. K2 vitamini et, süt ürünleri ve yumurta gibi hayvansal besinlerde bulunur. K1 vitamini şeklinde tüketilen K vitamini kalın bağırsağımızdaki yararlı bakteriler tarafından K2 formuna dönüştürülür ve ince bağırsağımızdan emilerek yağ dokularında veya karaciğerde depolanır. Ayrıca bu bakteriler K2 vitamini de üretebilir. Ancak bu bakterilerin ürettiği vitaminlerin emilmesi ve taşınması ile ilgili az şey bilinir. K vitaminin vücudumuzdaki en önemli görevi, kanın pıhtılaşmasını sağlayan ve kemik metabolizmasında rol oynayan protrombin yapımına katılmasıdır. K vitamini yokluğunda vücut protrombin üretemez. Bununla birlikte kanın kalsiyum seviyesinin düzenlenmesinde de rol oynar. İnsanlarda K vitamini eksikliği sık rastlanan bir eksiklik değildir. K vitamini eksikliği daha çok yenidoğanlarda ve kısa bağırsak sendromu, kistik fibrozis ya da çölyak gibi malabsorbsiyon sorunları yaşayan insanlarda görülür. Yenidoğanlarda kafatasında oluşabilecek iç kanamaları önlemek amacıyla K vitamini enjeksiyonu yapılır ve kanın pıhtılaşması sağlanır. Diğer yağda eriyen vitaminlerle kıyaslandığında kanda daha az miktarda K vitamini bulunur ve temel olarak lipoproteinlere bağlı olarak taşınır. Araştırmalarda oral olarak alınan K vitaminin sadece %30 ile %40’ının kullanılabildiğini göstermiştir. Geri kalanı idrar ve feçes ile atılmaktadır. K vitamininin en çok bulunduğu besinler şöyle sıralanabilir;

  •                        collard (kara lahana)

    Kale (Türkiye’de yetişmeyen, lahanagillerden bir sebze)

  • Kara lahana
  • Şalgam yaprağı
  • Ispanak
  • Brokoli

 

Kaynaklarım:

  1. https://www.medicalnewstoday.com/articles/219867.php
  2. https://ods.od.nih.gov/factsheets/vitaminK-HealthProfessional/