Son günlerde İnstagram paylaşımlarımdan da anlayabileceğiniz üzere sürdürülebilirlik meselesine eğilmiş durumdayım. Ama nasıl eğilmeyeyim ki, çok önemli bir mesele. Çünkü yediklerimizin sağlıklı olmasının yanında yeme eyleminin devamını da sağlıyor sürdürülebilirlik. Sadece insan soyu için değil, tüm canlılar ve hatta Dünya için çok önemli bir sistem. Şimdiden söyleyeyim; bu yazıda şu; şu kadar C vitamini içerir, bu; bu kadar protein ihtiva eder gibi cümlelerle karşılaşmayacaksınız. Daha önceki yazılarım gibi de giriş bölümü uzun olmayacak bu yazımın. Zira konu uzun ve çetrefilli.
Öncelikle sürdürülebilirlik kavramının ne olduğu üzerine biraz kafa yoralım. “Sürdürülebilirlik temelde bugünün ihtiyaçlarını, gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılayabilme yetisinden ödün vermeden karşılamaktır.”¹. Aslında Türkçeye “sürdürülebilirlik” olarak çevrilen “sustainability” kelimesinin tam karşılığı Türkiye’de uygulanan sürdürülebilirlik değildir. “Sustainability” kelimesi sürdürülebilirlik adına gelecek nesillere aktarılması için verilen eğitimleri ve bu sürdürülebilirlik kültürünü kapsar. Yurt dışında sürdürülebilirlik kavramına çok önem verilmektedir ve sadece gıda ya da tarım ile sınırlı kalmayacak şekilde bu kültür üzerine verilen üniversite eğitimleri de bulunmaktadır.
Bu kavram her alanda uygulanabilir; ekolojide, ekonomide, tarımda… Biz daha çok gıdada sürdürülebilirlikten söz edeceğiz. Doğal olarak da tarımdan. Çünkü gıdayı üretmenin yegane şartlarından biri tarım. Peki tarımda ve gıdada sürdürülebilirliği nasıl sağlayacağız?
-Bunun tabi ki basamaklarından birincisi tohum. Eğer tohumumuzun genetiği değiştirilmişse, bitkimiz aşılanmışsa bizim sürdürülebilir bir tarımdan söz etmemiz mümkün olamaz. Çünkü o zaman sadece bitkinin içindeki kimyasalın veya bitkinin varyasyonunun sürdürülmesini sağlamış oluruz. Bu yüzden atalık ve genetiği değiştirilmemiş tohumlarla tarım yapmak çok önemlidir. Sürdürülebilir tarımın bir diğer gerekliliği ise bilinçli ve çevre faunasını bozmayacak uygulamaların yapılmasıdır. Bu uygulamalardan en önemlisi sulama metodlarıdır.
Endüstriyel tarımda bu uygulama sırasında bölgesel ve küresel anlamda çevreye birçok zarar verilmektedir. Bu zararlarından en büyüğü ise doğal kaynakların yanlış kullanılması ve boşa harcanmasıdır. Sürdürülebilir tarım uygulamalarında ise doğal kaynaklar teknolojinin de yardımı ile yeteri kadar kullanılmalıdır ve israf edilmemelidir. Böylece çevreye verilen zarar minimuma indirilmelidir. Aynı zamanda sürdürülebilir tarım uygulamalarında teknolojik gelişmelerden de faydalanılmalıdır.
Ne Yapmalı?
Sürdürülebilir gıdayı destekleme çerçevesinde tüketici olarak bizlerin de alması gereken bazı önlemler vardır. Bunlar;
1- Yerel Beslenmek
Endüstriyel ve büyük tarım üretimlerine karşı yerel üreticileri desteklemek, sürdürülebilir tarım uygulamalarını desteklemenin önemli yollarından biridir. Yerel beslenme ilgili bir akım olan Locavore hareketi ile ilgili yazımıza şuradan ulaşabilirsiniz.
2- Adil Ticareti Desteklemek
Sürdürülebilirliğin 3 temel bileşeni vardır. Bunlar; sosyal gelişim, çevreyi koruma ve ekonomik gelişimdir. Fair Trade (Adil Ticaret) etiketli ürünlerin satın alınması ile üreticiler için de gerekli ekonomik gelişme sağlanır ve adil üretim sisteminde ürünün devamlılığı sağlanır.
Kaynaklarım: