GIDA AJANLARI #3: SODYUM NİTRAT

Marketlerde artık her gıda ürününü paketli şekilde bulmak mümkün oldu. Sütten yumurtaya, sebzeden meyveye, hatta ete kadar. Evet, ete. Salamlar, sosisler, sucuklar… Hepsi işlenmiş et ürünleri. Et ürünleri, yani ana malzemesi et. Ancak bildiğimiz üzere et çabuk bozulabilen bir besin. Peki ama nasıl oluyor da et ürünleri aylarca rafta bozulmadan durabiliyor? İşte bu yazının konusu da bu. Daha doğrusu bunu sağlayan bir madde konuğum. Gıda ajanları serisi dur durak bilmeden devam ediyor.

 

Hazır gıdaların sürdürülebilirliği çok önemlidir. Aldığınız bir ürünü 20 gün sonra yeniden aldığınızda aynı tadı, aynı kıvamı deneyimlemeniz gerekmektedir. Yani raf ömrünün uzun olması gerekmektedir. Bunun için de sodyum nitrat et ürünlerinde en sık kullanılan koruyuculardan birisidir. Sodyum nitrat aslında bir tuzdur ve yaygın olarak işlenmiş et ürünlerinde  bulunur. Kimyasal formülü NaNO3’tür. Belirgin bir tadı vardır ve yağların oksidasyonunu kontrol ederek bozulmayı önler. Aynı zamanda bir antimikrobiyal gibi davranarak ürünü mikroorganizmalardan korur. Sodyum nitrat bitkilerde ve açık içme sularında bulunabilir. Nitrojen, toprakta sodyum nitrata dönüşür ve bu madde madde bitkilerin büyümesi için gereklidir. Bitkiler topraktan bu maddeyi farklı miktarlarda alırlar ama özellikle ıspanak, turp, marul ve lahana gibi sebzeler bu maddeyi yüksek miktarlarda içerir. Öyle ki 2009’da yapılan bir çalışmaya göre kişilerin günlük diyetlerinde aldığı nitratın yaklaşık %80’i sebzelerden geliyor. Günümüzde bu oran yüksek ihtimalle daha azdır. Sodyum nitrat günlük diyetimizin doğal bir parçası olsa da özellikle kimyasal olarak gıdalara eklenen türünün yüksek miktarlarda tüketiminin birçok hastalıkla ilgili olduğunu söylüyor araştırmalar. Bu hastalıklar arasında lösemi, lenfoma, kalp hastalıkları ve birçok kanser türü sayılabilir. Doğal olarak bulunan gıdalarda bir sıkıntı olmuyor; çünkü onlar aynı zamanda C vitamini gibi vücudu koruyan maddeler de içeriyor. CDC’ye ( Centers for Disease Control and prevention) göre günlük sodyum nitrat tüketiminiz kilo başına 3.7 miligramı aşmamalı. FDA ise 45,5 kilo ete en fazla 77 gram sodyum nitrat kullanımına izin veriyor.

 

Özellikle bebeklerde ve okul çağındaki çocuklarda fazla miktarda nitrat tüketiminin Mavi Bebek Sendromu’na neden olabiliyor. Bu hastalıkta nitrat molekülleri kırmızı kan hücrelerine yapışıp onun hücrelere oksijen taşımasını engelliyor. Ki bu da bazı durumlarda ölümcül olabiliyor.

 

Kaynaklarım:

  1. https://www.healthline.com/health/food-nutrition/is-sodium-nitrate-bad-for-you#1
  2. https://www.livestrong.com/article/509298-how-nitrates-nitrites-affect-our-bodies/

GIDA AJANLARI #3: SODYUM NİTRAT

Marketlerde artık her gıda ürününü paketli şekilde bulmak mümkün oldu. Sütten yumurtaya, sebzeden meyveye, hatta ete kadar. Evet, ete. Salamlar, sosisler, sucuklar… Hepsi işlenmiş et ürünleri. Et ürünleri, yani ana malzemesi et. Ancak bildiğimiz üzere et çabuk bozulabilen bir besin. Peki ama nasıl oluyor da et ürünleri aylarca rafta bozulmadan durabiliyor? İşte bu yazının konusu da bu. Daha doğrusu bunu sağlayan bir madde konuğum. Gıda ajanları serisi dur durak bilmeden devam ediyor.

 

Hazır gıdaların sürdürülebilirliği çok önemlidir. Aldığınız bir ürünü 20 gün sonra yeniden aldığınızda aynı tadı, aynı kıvamı deneyimlemeniz gerekmektedir. Yani raf ömrünün uzun olması gerekmektedir. Bunun için de sodyum nitrat et ürünlerinde en sık kullanılan koruyuculardan birisidir. Sodyum nitrat aslında bir tuzdur ve yaygın olarak işlenmiş et ürünlerinde  bulunur. Kimyasal formülü NaNO3’tür. Belirgin bir tadı vardır ve yağların oksidasyonunu kontrol ederek bozulmayı önler. Aynı zamanda bir antimikrobiyal gibi davranarak ürünü mikroorganizmalardan korur. Sodyum nitrat bitkilerde ve açık içme sularında bulunabilir. Nitrojen, toprakta sodyum nitrata dönüşür ve bu madde madde bitkilerin büyümesi için gereklidir. Bitkiler topraktan bu maddeyi farklı miktarlarda alırlar ama özellikle ıspanak, turp, marul ve lahana gibi sebzeler bu maddeyi yüksek miktarlarda içerir. Öyle ki 2009’da yapılan bir çalışmaya göre kişilerin günlük diyetlerinde aldığı nitratın yaklaşık %80’i sebzelerden geliyor. Günümüzde bu oran yüksek ihtimalle daha azdır. Sodyum nitrat günlük diyetimizin doğal bir parçası olsa da özellikle kimyasal olarak gıdalara eklenen türünün yüksek miktarlarda tüketiminin birçok hastalıkla ilgili olduğunu söylüyor araştırmalar. Bu hastalıklar arasında lösemi, lenfoma, kalp hastalıkları ve birçok kanser türü sayılabilir. Doğal olarak bulunan gıdalarda bir sıkıntı olmuyor; çünkü onlar aynı zamanda C vitamini gibi vücudu koruyan maddeler de içeriyor. CDC’ye ( Centers for Disease Control and prevention) göre günlük sodyum nitrat tüketiminiz kilo başına 3.7 miligramı aşmamalı. FDA ise 45,5 kilo ete en fazla 77 gram sodyum nitrat kullanımına izin veriyor.

 

Özellikle bebeklerde ve okul çağındaki çocuklarda fazla miktarda nitrat tüketiminin Mavi Bebek Sendromu’na neden olabiliyor. Bu hastalıkta nitrat molekülleri kırmızı kan hücrelerine yapışıp onun hücrelere oksijen taşımasını engelliyor. Ki bu da bazı durumlarda ölümcül olabiliyor.

 

Kaynaklarım:

  1. https://www.healthline.com/health/food-nutrition/is-sodium-nitrate-bad-for-you#1
  2. https://www.livestrong.com/article/509298-how-nitrates-nitrites-affect-our-bodies/