Yabancı yatırımlar ile Türkiye’de açılan bir sürü işletme var artık. Ve yurt dışı kaynaklı oldukları için getirdikleri veya ürettikleri yeni ürünler ile piyasayı onlar belirliyor diyebiliriz. Çünkü insanlar hep yeni şeyler denemek ister ve bunu gören diğer işletmeler de o ürünü taklit etmeye ya da bir arttırarak yorumlamaya çalışır. Sonuçta Türkiye gıda piyasasında o ürün kült haline gelir ve bu yabancı kaynaklar sayesinde oluşur. Mesela bu yüzden çevrenizde o kadar “steakhouse” görüyorsunuz ya da bu yüzden o kadar Starbucks benzeri üçüncü nesil kahveci var. Yerel sermaye ile kurulan bir kahveciye dahi gitseniz, menüsünün Starbucks’ın menüsünden çok farklı olmadığını göreceksiniz. Yanlış anlamayın, “her zaman yerli sermayeyi tercih edin” gibi gıda üzerinden bir milliyetçilik peşinde filan değilim, sadece konuya girmeye çalışıyorum. Zaten büyük ihtimalle yapacağınız tercih sonucunda içeceğiniz kahve aynı kaynaktan gelecektir. Neyse böyle bir giriş yapmamın sebebi bugünkü konuğumuzun da yabancı işletmeler sayesinde Türkiye’ye girmesi ve popüler olması. Madem geldi yanımıza kadar, tanışalım.
Bugüne kadar “meyvelerin kraliçesi“ni de tanıttık “meleklerin meyvesi”nide. Bugünkü konuğumuza da “meyvelerin kralı” diyorlar. Bilimsel adı Mangifera indica. Ya da bildiğimiz adı ile mango. Mango Hindistan ve Güney Asya kökenli ve 4000 yıldır kullanılıyor. Mangonun yüzlerce türü vardır ve her biri kendine özgü tat, şekil, boyut ve renktedir. Türkiye’de yaygınlaşması ise, işletmelerin “smoothie”denilen karışımları ile başladı. Sadece güzel ve şekerli tadı ile kullanılmaya başlansa da birçok besleyici değere sahiptir. A, E, C, K, B1, B2, B3, B5, B6 ve B9 vitaminleri ile bakır, manganez, magnezyum ve potasyum içerir. 165 gram mango 99 kaloridir ve çoğu karbonhidrattan gelmektedir. Ayrıca polifenol denile ve vücutta antioksidan olarak işlev gören bitkisel bileşikleri de barındırır. Bunların birçok farklı türü vardır. Bazıları; magniferin, kateşin, antosiyanin ve kuersetindir. Fareler üzerinde yapılan bir çalışmada; bir grup fareye kurutulmuş mango verilmiş, diğer gruptaki farelere ise kolesterol ve şeker düşürücü ilaçlar verilmiş. Çalışmanın sonucunda araştırmacılar, mango ile bu ilaçların benzer etkilere sahip olduğunu görmüşler. Bu da mangonun hayvanlarda kan şekerini ve kolesterolü düşürmede etkili olduğunu gösterir. Laboratuvarda mangodaki polifenollerin yağ hücrelerine etkisini inceleyen araştırmacılar ise bazı polifenollerin yağ hücrelerinin çoğalmasına engel olduklarını gözlemlemiş. Bu çalışma da mangonun obezite üzerinde etkili olabileceğini göstermektedir. Kan şekeri yüksek ama henüz diyabet teşhisi alacak kadar yüksek olmayan prediyabetli bireyler üzerinde yapılan bir araştırmada günde 10 gram kurutulmuş mango tüketenlerin, 12 gün sonunda kan glikoz düzeylerinin azaldığı ve insülin düzeylerinin arttığı bulunmuş.
Bu çalışmaları okuyunca insanın hemen eve mango alası geliyor ama diyabetli bireylerin genel olarak meyve tüketimine dikkat etmesi gerekiyor. Bu meyve mango gibi birçok yararlı besin ögesi içerse bile. Mango 51 ile 56 arasında değişebilen bir glisemik indeks değerine sahip, ki bu da orta olarak değerlendiriliyor.
Kaynaklarım: